ÜYELERİMİZ

Bu Blogda Ara

27 Kasım 2013 Çarşamba

24 Kasım 2013 Pazar

YENİ DOĞUM YAPAN ANNELERE SÖYLENMEMESİ GEREKENLER

ABD’li blog yazarı Erin Zammett Ruddy, anneler arasında bir anket yaptı ve duymaktan nefret ettikleri cümleleri sordu… İşte yanıtlar…

  • Bebeğiniz çok küçük gözüküyor
  • Başka çocuk yapacak mısınız?
  • Eğer doğru emzirirsen, canın yanmaz
  • Anne sütü vermiyor musun?
  • Hiç doğum yapmış gibi durmuyorsun
  • Geceleri uyuyor mu?
  • Çalışmaya devam edecek misin?
  • Bebek uyuduğunda nasılsa sen de uyursun
  • Zor oluyor mu?
  • Kim bilir onu ne kadar seviyorsun?
  • Sana hiç benzemiyor
  • Düşündüğünden daha iyi değil mi?
  • Kız/oğlan da düşünüyor musunuz?

16 Kasım 2013 Cumartesi

TARÇIN VE BAL KARIŞIMININ İNANILMAZ FAYDALARI

Tarçınlı bal tek kelime ile mucizevi doğal bir ilaç. Kanserden kilo vermeye, kalp hastalıklarından kolesterole, soğuk algınlığından cilt enfeksiyonlarına kadar iyileştiremediği hastalık yok gibi...
Hindistan'da bir geleneksel tıbbi tedavi yöntemi ile balın yanık tedavisindeki etkisin kıyaslandığını ve 1 haftanın sonunda balla tedavi edilen yanıkların %91, diğer yöntemle tedavi edilenlerin %7 oranlarında enfeksiyon riskinden korunduğunu biliyor muydunuz?

Tarçın ve Bal Mucizesi

İlaç firmaları bu bilgilerin yayılmasından hoşlanmayacak, çünkü tarçınlı bal düzenli kullanıldığında pek çok ilaçtan daha sağlıklı ve daha etkili bir ilaç.
Bal ve tarçın karışımının pek çok hastalığı iyileştirdiği biliniyor. Bir yan etkisinin olmaması da cabası. Şekerli olmasına rağmen doğru miktarda alındığında diyabet hastalarına dahi zarar vermiyor. Batılı bilim insanlarının araştırmalarına göre:
Kalp Hastalıkları: Bal ile toz tarçını karıştırın ve kahvaltıda kızarmış ekmekle yiyin. Kolesterolü düşürür ve muhtemelen kalp krizini önler. Tarçınlı balın düzenli olarak tüketilmesi kalp vuruşlarını güçlendirir. Yaşlandıkça atar damarlar ve toplar damarlar esnekliklerini kaybediyor ve tıkanıyor. Tarçınlı bal ise damarları yeniden canlandırıyor.
Arterit: Arterit hastalar bir fincan sıcak suya iki yemekkaşığı bal ve bir çay kaçığı toz tarçın koyarak faydalı bir içecek hazırlayabilirler. Günlük olarak içilirse kronik arterit hastaları dahi iyileşebilir. Kopenhag Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada 200 hastalarını kahvaltıdan önce bir kaşık bala yarım çay kaşığı tarçın ile tedavi eden doktorlar 73 hastanın tümüyle ağrıdan kurtulduğunu, bir ay içerisinde ağrı yüzünden hareket edemeyen hastaların hemen hepsinin ağrı çekmeksizin yürümeye başladığını gördü.
İdrar Yolu Enfeksiyonu: İki yemek kaşığı toz tarçın ile bir yemek kaşığı balı ılık suya ekleyerek için. İdrar yolundaki mikropları öldürür. Kim bilebilirdi ki?
Kolesterol: İki yemek kaşığı bal ve üç yemek kaşığı toz tarçın 450 gram çay kolesterol hastasına verildiğinde iki saat içerisinde kandaki kolesterol oranunun %10 azaldığı görüldü. Günde üçkez alındığında kronik kolesterol dahi tedavi edilebiliyor. Günlük olarak yenen bal ise kolesterol şikayeterini azaltıyor.
Soğuk Algınlığı: Sık ya da ağır soğuk algınlığı şikayeti olanlar bir kaşık ılık bal çeyrek kaşık toz tarçınla üç gün boyunca birer kez alabilir. Bu tedavi çoğu kronik öksürüğü ve soğuk algınlığını tedavi edebilir, sinüsleri temizleyebilir.
Boğaz Tahrişi: Tarçınlı balın boğaz ağrısını iyileştirdiği ve boğaz ülserini kökünden kazıdığı söyleniyor.
Gaz: Hindistan ve Japonya'da yapılan araştırmalar tarçınlı balın midede oluşan gazları önlediğini gösteriyor.
Bağışıklık Sistemi: Tarçınlı balın günlük tüketimi bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve vücudu bakteri ile virüs saldırılarından koruyor. Balın düzenli tüketimi akyuvarları güçlendirerek bakteriyel ve virütik hastalıklara karşı direnci artırıyor.
Sindirim Güçlüğü: İki yemek kaşığı bala serpilen toz tarçının yemek yemeden önce aınması asitliliği önlüyor ve en ağır yemekler dahi sindirilebiliyor.
Grip: İspanyol bir bilim insanı baldakı doğal bir bileşenin grip mikrobunu öldürdüğünü ve hastayı gripten kurtardığını kanıtladı.
Uzun Ömür: Bal ve toz tarçın ile hazırlanan çay düzenli olarak içildiğinde ileri yaşın etkilerini azaltıyor. Çay yapmak için dört yemek kaşığı bal, bir çay kaşığı tarçın ve üç fincan kaynamış su kullanın. Günde 3-4 kez 1/4 fincan için. Cildi taze ve yumuşak tutar ve yaşlanmayı önler.
Boğaz Ağrısı: Boğaz ağrıdığında ya da gıdıklandığında bir kaşık bal yiyin. Boğazınızdaki raatlık geçene dek 3 saatte bir tekrarlayın.
Sivilceler: Üç yemek kaşığı bal ve bir çaykaşığı toz tarçını karıştırın. Yatmadan önce sivilcelerinizin üzerine sürün ve ertesi gün ılık suyla yıkayın. İki hafta her gün uygulanırsa sivilceleri kökünden söker.
Cilt Enfeksiyonları: Bal ve toz tarçını etkilenen bölgelere eşit miktarda uygulamak egzama, mantar ve her türlü cilt enfeksiyonunu iyileştirir.
Kilo Verme: Her gün sabahları kahvaltıdan yarım saat önce, boş mideye ve geceleri yatmadan önce bir bardak kaynamış suyun içine bal ve toz tarçın koyup için. Düzenli olarak alındığında obezite sorunu yaşayanlarda bile kilo kaybı sağlıyor.
Kanser: Japonya ve Avustralya'da yapılan araştırmalar mide ve kemik kanserinin başarıyla tedavi edilebildiğini gösterdi. Bu kanser çeşitlerinden muzdarip hastalar günde bir yemek kaşığı bal ve bir çay kaşığı tarçını üç parçaya bölerek bir ay boyunca almalı.
Yorgunluk: Yakın zamanda yapılan araştırmalar gösteriyor ki baldaki şeker vücudun güç kazanmasına yardımcı oluyor. Bal ve toz tarçın tüketen yaşlılar daha zinde ve esnek olduklarını ifade ediyor. Her gün diş fırçaladıktan sonra ve öğleden sonra 15.00'te alındığında bir haftada vücut direnci artıyor.
Kötü nefes: Güney Amerikalılar sabahları bir çay kaşığı bal ve tarçın konmuş suyla gargara yapıyor böylece nefesleri gün boyu güzel kokuyor.
İşitme kaybı: Günlük olarak sabah ve akşamları bal-tarçın ikilisini almak duyma kaybını giderebiliyor.

Tarçınlı Balın Hazırlanışı

Önce bir bardak suyu kaynatın, sıcak suya tarçın koyun ve demlenmeye ve soğumaya bırakın. Kaynar suya bal koymayın. Sıcak su baldaki enzimleri öldürür. Su oda sıcaklığına geldiğinde tarçının iki katı kadar bal ekleyin. Yatmadan bardağın yarısını için ve diğer yarısını sabaha bırakın

15 Kasım 2013 Cuma

BEBEK GARDIRABUNDA OLMASI GEREKENLER

Bebeğiniz için alışverişe başlarken her gördüğünüzü almak yerine en çok kullanacaklarınızı göz önünde bulundurmalısınız.
Özellikle ilk yıl bebeğiniz çok hızlı büyüyeceğinden bir bakmışsınız ki yıl içinde kıyafetlerinden birçoğunu sadece bir ya da iki kez giymiş, bir daha giydirmek istediğinizde de kıyafetler küçük kalmış. Bu duruma düşmemek için gelin önerilerimize bir göz atın:
Bebeğiniz dünyaya gelmeden önce almanız gereken temel belli başlı kıyafetleri şu şekilde sıralayabiliriz;
Fanila: Fanila mutlaka bebeğinizin dolabında olmalı. Göbek bağı düştükten sonra bodylerden de giydirebilirsiniz. Hem bebeğinizin bezini de sabitleyeceğinden belki daha rahat kullanabilirsiniz. İlk başta 3’lü paketlerden bir tane bulundurabilirsiniz, memnun kalırsanız ekleme yapmak kolay.
Önlük: Önlüksüz bir dolap düşünülemez. Hem gündüz hem gece kullanacağınız için yedekli olmak da fayda var.
Eldiven: Az ama öz birkaç tane olmalı. Bebekler kendilerini tırmalarlar, bu durum hemen hemen her bebekte görülür. Bunu önlemek için de bebeğinize dilerseniz eldiven giydirebilirsiniz, şart değil tabii ki.Tulum: Anneler özellikle de kış aylarında ise tek parça kıyafetleri bebekleri daha sıcak tuttuğu düşüncesiyle daha çok tercih ederler. Rengarenk tulumlar alabilirsiniz, değişimler esnasında elinizin altında olacak kadar almanız ilk etapta yeterli olur, hediye olarak da çok tercih edildiklerinden fazla almayın.
Çorap patik: Oldukça kullanışlı olduklarından elinizin altında 2 ya da 3 tane çorap patik olması yeterli olacaktır. Bebeğinizin çoraplarının üzerine giydireceğiniz için fazla sayıda almanıza gerek yok, bebeğinizin ayakları çabuk büyüyeceğinden küçük kalma olasılıkları yüksek.
Bere- şapka- yelek: Bunlar için vazgeçilmez demek hiç de yanlış olmayacaktır. Uykudan uyanan bebeğiniz için yelek oldukça kullanışlıdır, bereyi hem evde hem dışarda aynı şapka gibi rahatlıkla kullanabilirsiniz. Yaz ve kış hiç fark etmez sadece kışın yün yazın pamuklu olmalarına dikkat etmelisiniz.
Tüm bunların dışında zaman içerisinde mevsimine göre ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda bebeğinize birçok kıyafet alacaksınız hiç şüphesiz. Önemli olan kullanışlı olmaları ve bebeğinizin rahat etme

BEBİŞİMİN İLK BATTANİYESİ

BEBEĞİMİN İLK BATTANİYESİ ANNESİNDEN CİNSİYETİMİZ BELLİ DEĞİL AMA BU YÜNÜ GÖRÜNCE AŞIK OLDUM
SİNEM



ANNE SÜTÜNÜN FAYDALARI

• Bebeğin vücut ve ruh sağlığı için en uygun besin, annenin kendi sütüdür.
• Emzirmenin doğumdan hemen sonra başlatılması ve sık emzirme ile süt yapımı kolaylaşır.
• Erken emzirme ile annede doğum sonu kanamalar çabuk kesilir memelerde şişme ve iltihaplanma olmaz loğusalık kolaylaşır.
• Anne sütü ile beslenen bebek D vitamini dışında su dahil hiç bir ek sıvıya, ek besine, vitamine gereksinimi yoktur.
• Bebeğe ek sıvı ya da besinlerin verilmesi, annenin süt yapımını azaltır.
• İlk 6 ay yalnız anne sütü ile beslenen bebekler sağlıklı büyür ve gelişirler. Başta ishal olmak üzere mikroplu hastalıklara yakalanmazlar, bebeklik döneminden sonrada daha az hastalanırlar.
• Annenin bebeğini emzirmesi ile anne bebek ilişkisi güçlenir, annenin bebeğini benimsemesi bebeğin sağlıklı bir kişilik kazanması kolaylaşır.
• Sağlıklı her anne bebeği için yeterli süt üretebilir.
Gebelik Sırasında Memede Ne Gibi Değişiklikler Olur?
Gebelik dönemi boyunca annenin memeleri, doğacak bebek için dünyadaki en uygun sütü üretecek ve kullanmaya hazırlayacak bir fabrika haline gelir. Meme başının etrafındaki deriden yağlı bir madde salgılanmaya başlar. Bu doğal madde, emziren annenin meme ucunu çatlaklardan korur. Bu nedenle meme başını çatlaklardan korumak ya da temizlemek için meme başına karbonatlı su, sabunlu su, krem sürmeye gerek yoktur. Hatta bunları sürerken yağlı madde de silinecek ve meme başında çatlaklar daha kolay oluşacaktır.
Gebelik sırasında meme ve meme başına özel bakım uygulamak gereksizdir. Ancak memelerde büyüme olacağı için daha büyük beden sutyen kullanmak yararlı olacaktır. Doğum sırasında memeler bebek için ilk besin olacak ilk sütü salgılamaya hazırdır.
Memede süt üreten hücre kümeleri vardır. Hücrelerden toplayıcı kanallara taşınan süt meme ucuna yakın süt havuzuna gelir. Memem ucunda kanallar daralarak birleşir. Süt meme ucundaki deliklerden dışarıya akar.
Anne Sütünün Faydaları Nelerdir?
Doğumdan sonra gelen sarı süte ağız / klostrum denir. Bebeği hastalıklardan korur. İlk sütün miktarı az olmasına karşın ilk günlerde bebeğin beslenmesi ve bağırsakların çalışması için yeterlidir.
• Anne sütü bebeğin beslenmesi için ideal besindir.
• Anne sütü en doğal ve taze besindir.
• Anne sütü her zaman temiz ve mikropsuzdur.
• Anne sütü daima hazırdır, ekonomiktir.
• Anne sütü tamamıyla ve kolaylıkla sindirilir.
• Anne sütü alan bebeklerde karın ağrısı ve kabızlık daha az görülür.
• Anne sütü bebek ile anne arasında özel sevgi bağı kurulmasını sağlar.
• Anne sütü alan bebekler diğer besinler ile beslenen bebeklerden daha zeki olurlar.
• Emziren annenin doğum sonu kanamaları daha az olur.
Süt Yapımı Nasıl Başlar?
Memedeki süt yapımını sağlayan madde annenin beyninden salgılanan prolaktin adlı bir hormondur. Gebeliğin sonlanması ile vücuttaki gebelik hormonları azalır ve prolaktin salgılayan bezler uyarılır. Prolaktin salgısı doğumdan sonra bazı annelerde hemen bazılarında 4 gün içinde artmaya başlar.
Kan damarları, memede süt yapımı için gereken maddeleri süt hücrelerine taşır. Prolaktin etkisiyle memeler sütle dolar. Bu sürede memede kan damarları daha çok kan taşır ve memeler sıcak ve sert olur. Süt akmaya başlayınca ve bebek emmeyi öğrendikçe memedeki gerginlik azalır, anne de rahatlar.
Bu olaylar sırasında anne ve bebek zorluklarla karşılaşabilir. İlk günlerde anne ve bebeğe, yardım ve destek gerekebilir.

Anne Sütünün Görünümü Nasıldır?
İlk sütün sarımtırak renkte olmasına karşın olgun süt, beyaz ve inek sütünden daha sulu görünümdedir, rengi mavimsi bile olabilir. Bebek büyüdükçe anne sütünün rengi değişir. Bunun nedeni bebek büyüdükçe ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde sütün içeriğinin değişmesidir.
Süt Memeden Nasıl Akar?
Süt yapılır yapılmaz memeden dışarı salınmaz, süt akması için bebeğin emmesi gerekmektedir. Bebeğin etkin emmesi için memeye iyi yerleştirilmesi ve memeye iyi kavraması çok önemlidir. Bebek emerken, meme başındaki sinirlerden, başka uyarılarda çıkar ve bu uyarılarla annenin beyninin başka bir bölümünden oksitosin adlı bir diğer hormon salgılanır.
Oksitosin süt adacıklarının etrafındaki küçük kasları etkiler. Bu etki ile kaslar kasılır ve süt, süt adacıklarından meme başındaki kanallara taşınır. Bebeğin emmesi ile meme ucunda bulunan 10-15 delikten süt dışarıya akar. Her iki meme aynı anda çalışır. Bebek bir memeden emerken, diğer memeden süt damlayabilir.
Bebek emmeye başladığında, ilk önce meme başının hemen arkasında bulunan süt havuzundaki birikmiş sütü alır. Bu süt hemen tükenir. Süt akımının devamı için oksitosin salgısının uyarılması gereklidir.
Memede süt yapımı ve yapılan sütün meme ucuna ulaşması bebeğin her iki hormonun yapımını uyaracak kadar kuvvetli ve etkin emmesi ile gerçekleşir. Bunun için bebeğin sık aralıklarla ve uygun bir biçimde memeye yerleştirilmesi ve bebeğinde meme başını iyice kavraması gerekir.
Emzirme Sırasında Süt Akımının Devamlılığı Nasıl Sağlanır?
Bazı annelerin sütleri bebek emmeye tutulur tutulmaz akmaya başlar. Emzirmeyi düşünmek bile beyni uyararak sütün akmasına neden olur.
• Kuvvetli emme ile annenin beynine uyarılar gider.
• Oksitosin salgılanarak memeye ulaşır ve süt akımı başlar.
Süt Yapımının Devamlılığı Nasıl Sağlanır?
Emzirmede bebeğin ağzı annenin meme ucu çevresini sıkıştırır. Bu baskı ile uyarılan sinirler beyinde prolaktin yapımı ile ilgili görevli olan bölgeye uyarılar götürürler. Bu uyarılar prolaktin salgılanmasını başlatır. Ne kadar çok uyarı iletilirse o kadar çok prolaktin yapılır.
Bebeğin her emmesinde sinirler yoluyla gönderilen uyarılar annenin beynine iletilir. Beyinden prolaktin salgılanarak memeye kan yoluyla iletilir ve memede süt yapımı uyarılır.
Emzirmeye Ne Zaman Başlamalısınız?
  • Emzirmeye doğumda hemen sonra kendinize gelir gelmez başlamanız gerekir.
  • Doğumdan sonra ilk birkaç gün içerisinde gelen koyu süt bebeğe mutlaka verilmelidir.
  • Ağız sütü bebeğin büyümesine ve hastalıklara karşı koruyucu madde almasına yardımcı olur.
  • Doğumdan sonra 1-2 gün süt gelmese bile mamaya geçilmemeli, biberon verilmemeli, bebekemzirilmelidir.
  • Bebek sık sık memeye tutulunca 3-4 gün sonra bile süt gelebilir. Yenidoğan ve sarılığı olan bebekte deemzirme sürdürülmelidir. Yalancı meme verilmemelidir.

Bebek Memeye Nasıl Yerleştirilmeli?
İlk günlerde bebeği yatarak emzirmek anne için daha rahat olabilir. Bu durumda bebek yan yatmış olan anneye dönük yatırılır. Anne serbest kolu ve eli ile bebeği memesine yaklaştırabilir. Annenin ve bebeğin arkasının birer yastıkla desteklenmesi bebeğin yerleşmesine yardımcı olur.Eğer anne oturarak emziriyorsa, dik oturmalı veya hafifçe eğilmeli, ancak kucağı düz olmalıdır. Bunun için gerekirse ayaklarının altına bir tabure konabilir. Bebeği rahatça tutması için annenin kucağına da yastık konulabilir.
Bebek Memeyi Nasıl Daha İyi Kavrar?
Bebek ağzını iyice açarak ve dilini hareket ettirerek emer. Bebeğinizi yavaşça memeye yaklaştırınız, ağzını meme başına dokundurunuz. Emzirmenin başlangıcında anne meme ucunda acı hissedebilir. Ancakemzirme süresi boyunca meme ucunun devamlı acıması bebeğin memeyi doğru kavramadığını gösterir. Meme ucunda acı duyulmasının nedeni, bebeğin dilini meme yerine meme ucuna karşı hareket ettirmesidir.
Ağız yeterince açılmamışsa, dil meme ucuna sürtünerek zedelenmesine yol açacaktır. Bebek emdikten sonra doymuş görünmüyorsa, memeyi kavramasında sorun var demektir. Bebeğin süt ile dolu kanallara ulaşabilmesi için ağzını iyice açması gerekir.
Bebek Nasıl Emer?
Eğer bebek memede uygun biçimde tutulmuyorsa iyi ememez ve annenin meme başları zedelenip acıyabilir.
Bebeğin iyi emmesi için ağzıyla yalnız meme ucunu değil, etrafındaki kahverengi alanı da kavraması gerekir.Bebek emmeye yaklaştırılırken, ağız mümkün olduğunca açık olmalı ve çene memeye dayanmalıdır. Bebeğin ağzını iyice açması için meme ucunu bebeğin alt ve üst dudaklarına değdirmelidir.
Eğer bebek memeyi doğru olarak kavramışsa her emme işlemi sırasında çenesinin, bazen de kulaklarının hareket ettiği görülür. Bebek sürekli emmez. Kuvvetli emme hareketlerinden sonra kısa dinlenme aralıkları olur.
Emerken şapırtı sesi duyulması yada yanakların içeri çekilmesi genellikle bebeğin yalnızca meme ucunu emdiğini ve ağzıyla yeterince meme dokusunu kavramış olduğunu gösterir.
Emzirme Pozisyonları
Klasik beşik tutuşu: Bu pozisyonda sırtınızı destekleyen rahat bir koltuğa oturunuz. Memenizi elinizle C şeklinde tutarak destekleyiniz. Bebeğinizin yüzü, karnı ve dizlerini size dönük biçimde midenize dayayınız. Bebeğinizin başı, dirseğinizin çukur kısmında bulunmalıdır. Kolunuzun yorulmaması için gerekirse yastıkla destekleyiniz.
Futbol tutuşu: Bebeğinizin bacaklarını koltuğunuzun altından sarkıtınız. Bebeğinizin başını elinizle destekleyiniz, gerekirse elinizin altına bir yastık koyunuz. Bu tutuş memenizin kontrolü ve bebeğinizin emişi açısından kolaydır.İkiz bebeği olan anneler için idealdir.
Çapraz beşik tutuşu: Bebeğinizi, emzireceğiniz memenin aksi tarafındaki kolunuzun içine yatırınız. Bebeğinizin vücudu size dönük ve meme hizasında olmalıdır. Bu şekilde bebeğinizin başını daha rahat kontrol edersiniz.
Yatarak emzirme: Hafif yan yatar biçimde sırtınızı ve omuzunuzu bir yastıkla destekleyiniz. Kolunuzu bebeğinizin başının arkasından geçirerek onun vücudunu, diğer elinizle de memenizi destekleyiniz. Bebeğinizin sırtına bir yastık koyunuz, ağzı meme ucuna gelecek şekilde yanınıza yatırınız.
Bebeğinizi Ne Sıklıkla Beslemelisiniz?
• Emzirmeye zaman sınırı koymaya gerek yoktur.
• Gelen süt miktarının artması için bebek sık sık emzirilmelidir.
• Bebek her ağladığında emzirilmelidir.
• Yeni doğan bebekler genellikle günde 8-10 öğün emmek isterler. Öğün sayısı daha sonra giderek azalır.
• Sık emzirme, bol süt gelmesini sağladığı gibi göğüslerin şişmesini ve acımasını da önler.
Bebeğinizin sağlığı ve mutluluğu için onu ilk 6 ay sadece anne sütü ile besleyiniz. 6 aydan sonra, bebeğiniz 2 yaşına gelene kadar uygun ek besinlerle birlikte, emzirmeye devam edebilirsiniz. Anne sütü bebek için gerekli tüm besinleri ve suyu yeterli miktarda içerir. Çok sıcak havalarda bile anne sütü bebeğinizin susuzluğunu giderir. Bebeğe su verilecek olursa, bebeğin midesi su ile dolacağından anne sütü almak istemeyecektir. Bunun sonucu olarak da bebek memeyi daha az emecek ve memede süt yapımı azalacaktır.
Daha Çok Emzirme =Daha Çok Uyarı =Daha Çok Süt
Bebek  Ne kadar çok emerse, Anne O kadar çok Süt üretir.
Emzirirken Her İki Meme De Verilmeli mi?
Her emzirmede ilk gelen süt daha az yağ içeren ‘ön süt ‘tür. Bebek emmeyi sürdürdükçe sütün bileşimi değişir, yağ miktarı artar. En fazla yağ içeren süt, emzirmenin sonunda salgılanan süttür. Buna ‘son süt ’denir. Bebeğin hem ön sütüne hem de son süte ihtiyacı vardır.
Son sütteki yağ inek sütündekine benzemez. Daha hafiftir ve sindirimi daha kolaydır. Bu yağ bebek için çok değerli bir enerji kaynağıdır. Bebeğin tokluk duygusu oluşur ve yeterli kilo alması için bu yağın sağladığı enerji ihtiyacı vardır.
Bebek memeye doğru yerleştirilip doyana ve memeyi kendisi bırakana kadar memede tutulursa, hem ön sütü hem de son sütü alır. Bebek daha emmek istiyorsa ikinci memede verilebilir. Eğer bebek bir meme ile beslenmiş ise, bir sonraki emzirmede diğer meme verilmelidir. Bu arada emzirme sonrası kalan sütün sağılması uygundur. İki meme verilmişse bir sonraki öğüne son verilen taraftan başlanmalıdır.
Bir çok bebek ,tek memeyi 5-10 dakika emmekle doyar ve uyur. Bazı bebekler ise 20-30 dakikadan önce memeyi bırakmazlar.
Geceleri Emzirme Gerekli mi ?
Prolaktin hormonu geceleri daha fazla salgılanır. Bu nedenle geceleri emzirme süt üretimini artırır.
Prolaktin hormonu anneyi gevşetir ve bazen uykusunu getirir.Anne geceleri emzirse bile genellikle iyi dinlenir.
Prolaktin ile ilgili hormonlar ovülasyonu baskılar, emzirme yeni bir gebeliği önleyebilir. Geceleri emzirmebunun için de önemlidir.
Bebekler gereksinimlerini yalnızca gündüzleri beslenmekle karşılayabilecek duruma gelinceye kadar geceleri de emmek isterler.
Gece öğünlerinin kesilme zamanı bebekten bebeğe farklılık gösterir.
Genelde ilk aylardan sonra gece emzirme aralıkları uzar.
Emzirdikten Sonra Bebeğin Gazı Nasıl Çıkarılır?
Beslendikten sonra bebeği 10-15 dakika dik tutmak gaz çıkarmasına yardımcı olur. Bebek memede uyumuş ve rahat görünüyorsa gaz çıkarmaya gerek yoktur. Bebek huzursuzsa, kucakta dik durumda sırt sıvazlanarak gaz çıkarmasına yardımcı olunabilir.
Meme Başı Temizliği Nasıl Olur?
Meme başındaki doğal yağlar ve süt meme başını koruyucu niteliktedir. Anne sütü bebeği hastalıklardan koruyucu bir çok madde taşıdığı için bu yolla mikrop bulaşması zordur. Bu nedenle memeyi her emzirmeden önce temizlemeye gerek yoktur. Emzirme dönemi boyunca günde 1-2 kez kaynatılıp ılıtılmış suyla meme başını silmek yeterlidir.
Bu dönem içinde memeleri karbonatlı su veya sabun ile temizlemek cildin kurumasına ve çatlakların oluşmasına neden olacağı için kesinlikle önerilmemektedir.
Her emzirme başlangıcında öncelikle eller çok iyi yıkanmalıdır. Bebek memeyi bıraktıktan sonra ise anne sütünün birkaç damlasını meme ucuna ve etrafına sürerek meme ucunun yumuşak kalmasını sağlayabilir.
Anne Nasıl Beslenmeli?
Emziren annenin salgıladığı sütteki enerjinin büyük bir kısmı yediklerinden sağlanır. Annenin aldığı enerji tam olarak süt enerjisine dönüşememekte, vücut dokuları da bir miktar harcanmaktadır. Diyetin sağladığı enerjinin %80 oranında süt enerjisine dönüştüğü kabul edilir. Sağlıklı bir annenin günde ortalama 700-800 ml süt salgıladığı esas alındığında emziren annenin günlük ortalama enerji gereksinmesine 750 kalori ek yapılmalı. Bu miktarın 500 kalorisi annenin yediklerinden sağlanırken 250 kalorisi gebelikte depolanan yağlardan karşılanır. Bu da emziren anneleri gebelik sırasında aldıkları fazla kiloların enerjiye diğer annelere göre daha hızlı dönüşmesinin sebebidir. Emziren annelerin diğer kadınlara göre besin gereksinimi daha fazladır.
Emziklilik için, emziren annenin özelliklerine göre bir beslenme ve diyet uzmanı tarafından anne ile birlikte hazırlanan, başta doğal besin kaynaklarından sağlanan sağlıklı, yeterli ve dengeli bir beslenme programına besin öğeleri ilave edilmelidir. İyi ve doğru planlanmış bir beslenme, hem annenin sağlığının korunmasına ve kilo kontrolünün sağlanmasına, hem de bebek için daha fazla ve kaliteli süt üretimine yardımcı olur.
Emziren anneler eski vücut ağırlıklarına dönmek için acele etmemeliler. Bu süre 6 ay ya da daha fazla sürebilir. Emziren annelerin eski formlarına dönmeleri, emzirmeyen annelere göre daha kolay olacaktır.Gebelik sırasında önerilenden fazla kilo alınmışsa her ay 2 kilo kaybetmek normaldir. Ayda 2 kilodan fazla ağırlık kaybı doğru değildir. Hızlı kilo vermeyi vadeden diyet ve ilaç uygulamalarından kaçınılmalı. Emzirmedöneminde düşük kalorili bir zayıflama diyeti yapılmamalı. Fakat lokum, şerbet gibi tatlı ve unlu, yağlı ve şekerli kalorisi yüksek besinleri aşırı yememeğe dikkat edilmeli. Bu besinler süt yapımına yardımcı olmaz, sadece kilo alınmasına yardımcı olur. Şekerli gıdalar süt yapmaz ama kilo yapar. Halk arasında süt yapsın diye Anneye bol bol şerbet, süt, yulaf, tahin helvası, pekmez, baklava gibi tatlılar yedirilir. Bunların sütü arttırıcı hiç bir etkisi olmaz. Sütü arttıran en önemli besin sudur. Günde en az 2,5-3 litre su içilmelidir. Çünkü sütün önemli bir kısmı sudur. Emziren anneler öğün atlamamalı ve her öğünleri tüm besin gruplarını içeren dengeli bir mönüden oluşmalı. Günde 3 ana ve en az 2-3 ara öğüne yer verilmeli. Ayrıca süt verirken sigara ve alkol içilmemeli. Çay ve kahve gibi içeceklerin tüketimi oldukça sınırlanmalı. Çay ve kahve yerine ıhlamur, rezene, papatya gibi bitki çayları, tercih edilmeli. Her emzirme saatinde sıvı alınmalı.
Süt Nasıl Sağılır?
Sütün elle sağılmasını tüm annelerin bilmesi gerekir. Birçok durumdalar da sütün sağılması gerekebilir.
Sütün Sağılması Şu Durumlarda Yararlıdır;
• Tıkanık, şiş memeyi rahatlatmak için,
• Çökük bir meme başından emmeyi öğreninceye kadar bebeği beslemek için,
• Memeyi istemeyen bir bebeği,emmekten hoşlanmayı öğrenene kadar beslemek için,
• Düşük doğum tartılı ve kuvvetli ememeyen bir bebeği beslemek için,
• Bebek yeterli miktarda ememiyorsa,sütün boşuna akmasını önlemek için,
• Anne yada bebek hasta ise sütün akmasını önlemek için,
Anne çalışıyor ise;
Elle boşaltma, süt sağmak için en iyi yoldur. Alet gerektirmez ve her yerde, her zaman yapabilir. Sütün sağılacağı kabın temiz olması gerekir. Bunun için geniş ağızlı bir fincan veya bardak seçilir. Kap su ve sabun ile yıkanır, daha sonra kaynatılır yada kaba kaynar su konur ve birkaç dakika bekletildikten sonra boşaltılır. Kaynar su mikropların çoğunu yok edecektir.
Elle Sağma İşleminin Basamakları:
1.Basamak: Sağma işlemine geçmeden önce eller iyice yıkanır.
2.Basamak: Rahat bir yere oturduktan sonra parmak uçları ile yumuşak bir biçimde memeye dıştan içe, meme başının etrafındaki kahverengi bölgeye doğru masaj yapılır. Önceden ısıtılmış bir havlu memenin üzerine konulursa sütün akışı kolaylaşacaktır.
3.Basamak: Meme, baş parmak üstte, diğer parmaklar altta kalacak biçimde tutulur. (1) Eğer meme büyükse bir el memenin üstüne, diğer el memenin altına gelecek şekilde tutulmalıdır. Hedef bölge meme başının etrafındaki kahverengi bölgenin gerisinde kalan alandır. Bazen süt dolu memede süt havuzcukları elle hissedilebilir. Süt havuzcuklarının bulunduğu bu alanın elle basınç yapılarak bastırılması gerekir. Süt sağılması için baş ve diğer parmaklar yavaşça içe, göğüs duvarına doğru (2) ve ardından birbirine doğru bastırılır.(3) Bastırma işlem, el göğüs duvarından uzaklaştırılırken devam ettirilir. Bu şekilde süt meme başına doğru iletilir. Süt sağma işlemi sırasında acı hissedilmemesi gerekir, acı oluyorsa uygulanan teknik hatalıdır. İşlem tekrarlandıktan sonra süt akmaya başlar. Sağma hareketi ritmik bir şekilde tekrarlanmalıdır.
Sağma işlemi sırasında parmak hareketleri yuvarlama şeklinde olmalı, parmaklar ile meme derisi ovuşturulmamalıdır. El meme etrafında döndürülmeli, masaj koltukaltı da dahil olmak üzere tüm memeye uygulanmalıdır. Memeleri elle sağarak boşaltma süresi yaklaşık 20-30 dakikadır. Sıcak ıslak havlu, sıcak duş alma, öne doğru eğilerek memeleri hafifçe sallama süt akımını kolaylaştırır. Öne doğru eğilmek alt bölgenin de boşalmasını sağlar.
Anne Sütünün Sağılması, Saklanması ve Bebeğe Verilmesi
Başarılı emzirmenin yapılamadığı her türlü durumda, anne sütü yerine başka formül sütler kullanılmadan anne sütüne devam edilmelidir. Anneden ve bebekten kaynaklanan her türlü emzirme-emme probleminde bir elektrikli pompa kiralanması tavsiye edilir. Her iki memenin aynı anda sağılabilmesi ve sürenin yarıya indirilebilmesi için çift pompalama tertibatı olanı seçilebilmelidir.
Süt Pompası Tipleri
Hastane tipi elektrikli pompalar bebeğin emme hareketini hem basınç,hem ritm olarak en iyi taklit eden pompalardır.
Emzirme önemli bir süre ertelenecekse ( erken doğan bebeklerde olduğu gibi) veya bebekten düzenli olarak ve uzun periyotlarla uzak kalınacak ise en uygun seçenektir.
Bu pompalar pahalıdır. Fakat haftalık,aylık veya uzun süreli kiralanabilir. Sütün sağılması her seferinde her göğüs için 15’ er dakika olmalıdır.
Küçük el tipi pilli veya elektrikli pompalar, bebeğinden sadece çok kısa bir süre için ayrı kalacak annenin ihtiyacını karşılayabilir.
Piyasada değişik tip ve kalitede ürünler bulunur. Pompa satın almadan önce, daha önce el pompası kullanmış biriyle konuşulmalı yada hangi tipin seçileceği emzirme uzmanına danışılmalıdır.
Yeni Sağılmış Anne Sütünün Saklanması
  • Buzdolabında 24 saat
  • Buzdolabının buzluğunda 4 hafta
  • Derin dondurucuda 6 ay
  • Önceden dondurulmuş anne sütü buzdolabında 24 saat
  • Oda ısısında 6-8 saat
  • Önceden dondurulmuş anne sütü buzlukta asla tekrar dondurulmamalıdır.
  • Buzdolabından çıkarılan süt oda ısısında çözülmeli, sıcak suyun içinde çalkalayarak ılıtılmalı, doğrudan ateş üzerinde ve mikrodalgada ısıtılmamalıdır.
Anne Sütünü Artırmak ve Yeniden Başlatmak
Annenin hasta olup emzirmeyi kesmesi, bebeğin hasta olması, bebeğin yapay beslenmeye geçiş yapması gibi nedenlerle annenin sütü azalmış ise artırmaya ihtiyacı vardır, tekrar başlamak isteyebilir. Emzirmeye tekrar başlama durumuna Relaktasyon ( tekrar emzirme )denir. Bundan sonra anne bebeğini çok sık emzirmeli, diyetine çok dikkat etmeli, bol sıvı almalı ve her şeyden önce emzirmeyi çok istemelidir. Bebeğin emmeye başlamasından birkaç gün sonra annenin sütünde düzenli artış görülecektir.
Anneler İçin Genel Bilgiler
• Bebeğiniz altını günde 5-6 defa ıslatıyorsa, günde 1-2 kez kakasını yapıyorsa ve ayda en za 600gr alıyorsa anne sütü yeterlidir.
• Bebeğinizin ilk kakası koyu yeşil renkli, şekilli olabilir.24 saatten sonra sararır. Sonrası yumuşak, sulu, haki renklidir. 48 saatten sonra da altın sarısı renge döner.
• Bebeğinizi her istediğinde emziriniz.
• Her emzirmeden sonra gazını çıkartınız.
• Karnı tokken ağlıyorsa, altını kontrol ediniz.
• Kız bebeklerin altını her zaman önden arkaya doğru temizleyiniz.
• Bebeğinizin bulunduğu ortamın hijyen olmasına, oda sıcaklığının 20-22 0 C ve nem oranının dengeli olmasına dikkat ediniz.
• Bebeğinizin oda duvarlarının nefes alır olmasını sağlayınız.
• Bebeğinizin odasını her gün havalandırınız.
• Bebeğinizin cildini özellikle ilk 15 gün bebek yağı ile nemlendiriniz.
• Bebeğinizin göz, kulak ve burun temizliğinde pamuklu çubuk kullanmayınız.
• Banyo suyunun sıcaklığı vücut ısınıza eşit ( 36 oc )olmalı. Suyun sıcaklığını dirseğinizle kontrol edebilirsiniz. Sabun yerine bebek şampuanı kullanınız.
• Bebeğiniz banyo sırasında ne çok aç, ne de çok tok olmalıdır.Bu nedenle banyosunu iki emzirme arasında yaptırınız.
• Bebeğinizi ilk ayında kendi giyindiğinizin iki katı giydiriniz.
• Bebeğinizin başında oluşan konakları zorlamayınız; bebek yağı sürüp biraz bekleyiniz, hafifçe tarayıp yıkayınız.
• Günde iki kez meme ucunu önceden kaynatılmış ılınmış su ile temizleyiniz. Bir damla sütü meme ucunda bırakınız.
• Gaz yapıcı yemekler yemeyiniz; bebeğiniz bundan etkilenecektir.
• Bebeğinizle konuşunuz,onunla ten temasında bulununuz.
Kaynak:Successful Breastfeeding.Royal College of Midwives,Oxford Churchill Livingstone,Oxford.1994Expressing your breast milk UNICEF Baby Friendly İnitiative,London VK.1997

SİNEM 

BEBİŞLERİMİZİN KORUYUCU KASKI: BINGILDAK LA İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

Bıngıldak sanılanın aksine son derece sağlamdır ve kafa travmalarına karşı koruyucudur.
Yeni bebek sahibi olmuş anne-babalar, bebeklerinin kafasına zarar vereceği düşüncesiyle bu bölgeyi tutmaktan ve yıkamaktan çekinirler. Halk arasında dokunulmaması gereken hassas bir bölge olarak görülen bıngıldak, sanılanın aksine son derece sağlamdır ve kafa travmalarında koruyucu kask görevi üstlenir.
 Bıngıldak nedir?
Bıngıldak tıbbi söylemiyle fontanel olarak adlandırılır. Ve sanıldığı kadar da hassas değildir. Kafa kemiklerinin birleşme noktalarının arasındaki bağ dokudan oluşmuş bölge bıngıldak olarak adlandırılır. Beyin dokusu, kendini saran beyin zarları ve kafatası ile korunur. Kafatası birden fazla kemikten oluşur. Anne karnındaki dönemde bu kemikler arasında sütür denilen birleştirici hatlar ve bıngıldak adı verilen baklava dilimi şeklinde bölgeler vardır. Bıngıldağın üstü, saçlı deri ve derialtı yağ dokusu ile kaplıdır.
Başın neresinde bulunur?
Bıngıldak bebeğini kucağına alan her yeni annenin dikkatini çeken noktalardan biridir. Her bebeğin başında yumuşak bölgeler olmaktadır. Bebeğin kafasındaki kemikler karşı karşıya geldiğinde, arada oluşan boşluklar bıngıldaktır. Ancak sadece ön ve arka bıngıldak elle anlaşılabilir. Annelerin fark ettiği ve doktorların takip ettiği ön bıngıldaktır.
Ne kadar hassastır?
Yeni doğanın beyni, koruyucu bir zar ile bu yumuşak bölgede koruma altına alınmıştır. Bıngıldak sanıldığı kadar hassas değildir, koruyucu zarı sağlamdır. Çok sert bir darbe almadıkça, hafif çarpmalardan zarar görmez. Bebek doğarken kafatası kemikleri henüz tam gelişmemiş ve son şeklini almamıştır. Bu esnek yapı kemiklerin üst üste gelip, kafatasına esneklik kazandırarak, doğum sırasında kafanın doğum kanalına girebilmesini ve doğumun kolay gerçekleşmesini sağlamaktadır. Ayrıca kafa kemiklerinin ayrık ve yumuşak olması beynin büyümesine de olanak tanır. Bıngıldak olmazsa kafa kemikleri ve beyin büyüyemez. Beynin büyümemesi, gelişim ve zeka geriliğine sebep olabilir. Beyin büyümesi ancak kafatasının büyümesiyle mümkün olabilir.
Görevi nedir?
Bıngıldağın iki önemli görevi vardır. Bunlardan biri, doğum esnasında bebeğin oldukça dar olan doğumkanalından kolayca geçmesine olanak sağlamak ve bebeğin beyninin dışarıya doğru rahatça büyümesine yardımcı olmaktır. İlk 2 yılda çok hızlı olan beyin büyümesine kafa kemiklerinin büyümesi uyum sağlayamaz. Bu sebeple kemikler arası birleşme yerleri yani sütürler ve bıngıldak sayesinde kafa büyüyerek, beyin dokusuna zarar gelmez. Kafa içinde gelişebilecek ani basınç ve hacim değişimlerinde kafa kemikleri esnek olmadığı için genişleyemez. Bıngıldak bu yan etkileri azaltabilir.

Ne zaman kapanır?
Yeni doğan bebeklerin başında 6 adet bıngıldak bulunur. Ön bıngıldak en büyük olanıdır. Alından arkaya doğru baklava şeklinde hissedilir. Genellikle 9-18 ay arasında kapanır. Bazen kapanması 24 ayı da bulabilir. Ön bıngıldak nadir olarak doğumda kapalı olabilir veya 9 aydan erken kapanabilir. Bu durumda sütürlerin açıklığı ve baş çevresinin büyümesi dikkatle izlenmelidir. Arka bıngıldak daha küçüktür, kafanın arka kısmında olur. Genellikle 3 ay civarında kapanır.
Bebeği yıkarken, saçını tararken, tutarken dikkat edilecekler…
Bıngıldak kafanın diğer bölümleri gibi sert olmadığından, genellikle anneler o bölgeye dokunmaya korkarlar. Oysa ki, bıngıldağı oluşturan sağlam bağ dokusu, alttaki beyin için güvenli bir koruma sağlamaktadır. Banyo yaptırırken, saçını tararken veya tutarken ebeveynlerin huzursuz olmasına gerek yoktur. Bıngıldak bebeğin güvenliği için gerekli olmakla birlikte, kafa travmalarında koruyucu kask görevi de üstlenmektedir.

Geç ve erken kapanması neyi ifade eder?
Normalden büyük ve kapanması geciken bıngıldak, erken doğan ya da anne karnında büyümesi geri kalan bebeklerde görülebilir. Bazı durumlarda, ön bıngıldağın 3 ay kadar erken kapanması normal olabilmektedir. Ancak bu durumda; bebeğin baş çevresinin takibinin yapılması, beynin normal gelişiminin sürdüğünün gösterilmesi çok önemlidir. Bazen kafatasını oluşturan kemikler birbirine normalden erken kaynayıp, bıngıldağı kapatmaktadır. Bu da beyin gelişimini etkileyerek, görme ve işitme sorunlarına, kafa içi basınç artışına, gelişim geriliklerine yol açmaktadır. Bu sürecin, bıngıldağın erken kapandığı normal bir bebekten ayırt edilmesi gerekmektedir.

Bıngıldak hangi rahatsızlıkların belirtisini verir?   
Bıngıldak muayenesini yaparken bebeğin sakin ve oturur pozisyonda olması gerekmektedir. Vücuttaki sıvı kayıplarında bıngıldak çöker ve sıvı kaybının ciddiyeti hakkında fikir verir. İshal ve kusma yaşayan bir bebeğin de bıngıldağında çökme meydana gelebilir. Bu durum sıvı kaybının ciddi düzeylerde olduğunu göstermektedir. Acilen bebeğe yeterli miktarda su verilmesi gerekir. Bazen bıngıldakta şişme meydana gelebilir. Bu ise menenjitler, tümöral oluşumlar ve hidrosefali gibi durumlarda oluşur. Bazen bıngıldakta hafif damar atımı gözlenir, bu durum süt çocuklarında normaldir ve endişe edilmesine gerek yoktur. Ağlama, öksürme ve kusma sırasında bıngıldakta hafif kabarıklık gözlenmesi de normaldir. Bıngıldağın olduğundan fazla çıkıntılı durması da, kafa içi basıncının arttığına işaret eder ve doktor kontrolünü gerektirir. Erken müdahale edilmesi gereken durumlarda çocukta hastalığa dair başka bulgularda görülebilir.

SİNEM